Tebriz Yolunda ve Şah Türbesi

Yolculuğumuza devam ederken, sağ tarafımızda Şam-ı Gazan Muhammed Şah’ın Türbesi uzaktan göklere yükselir biçimde görünüyordu. Yaklaşık altı saatlik mesafeden bile belli oluyordu. Onun ruhuna bir Fâtiha okuyup yeşillik bir çayırlıkta kısa bir süre dinlendik. Ardından Tebriz’e bir haberci gönderdik. Üç saat kadar sonra atlara binip Tebriz elçisiyle birlikte, silahlı bir şekilde yola koyulduk.

Elçinin nökerleri (yoldaşları) gösterişli elbiseleriyle önümüzde gidiyor, bizim kırk kadar hizmetkârımız da onların ardında ilerliyordu. Uzaktan, deniz dalgaları gibi kalabalık bir asker topluluğunun bize doğru geldiği göründü. Meğer bu, Tebriz Hanı’nın kethüdasıymış; bizi karşılamaya çıkmıştı. Onunla birlikte dokuz saat süren bir yolculuğun ardından, büyük bir törenle Tebriz şehrine vardık Private Sofia Tours.

Tebriz’e Giriş ve Karşılama

Şehrin çarşı ve pazar yerleri insan seli gibiydi. Yüz binlerce kişi, bizi görmek ve karşılamak için sokaklara dökülmüştü. Ben de onları seyrederek, şehrin bir ucundan Han Sarayı’na doğru ilerledim. Yaklaşık iki saat sonra saraya vardığımızda, yüce Kelp Ali Han bizi karşıladı ve divanhanesine geçtik.

Burada büyük bir divan kuruldu. Hâkânî kösleri, Efrasiyab boruları, nefirler ve Çemşid zurnaları ardı ardına çalındı. Bütün bu gösteriler, Han’ın ihtişamını ve zenginliğini sergiliyordu. Başları sarıklı, silahlı askerler sıra sıra dizilmiş, köleler gibi saygı içinde bekliyorlardı.

Mektubun Takdimi

Törenin ardından, saygıyla ayağa kalktım ve Erzurum Veziri Defterdarzâde Mehmed Paşa’nın zarif üslupla yazılmış mektubunu çıkardım. Mektubu öpüp Han’a sundum. Han da ayağa kalkıp mektubu öptü ve başına koydu. Sonra eşik ağaları bana yer gösterdi, ben de edep içinde oturdum.

Han mektubu münşisine verdi. Münşi (katip), mektubu öpüp yüksek sesle okumaya başladı. Mektupta Peygamber Efendimiz’in ve Dört Halifenin (Çâryâr-ı Güzin) mübarek isimleri anılınca, mecliste bulunan herkes ayağa kalktı. Ancak bazı kişiler, Dört Halifenin adları geçince kısa bir tereddütle oturup kalktılar. Bu hâl, oradaki mezhep farklarının sessiz bir göstergesiydi.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top